Bu husustaki kanaatlerimi paylaşacağım ama önceden uyarayım. Size oldukça garip ve aykırı gelebilir...
Kuzey Kore uzunca bir zamandır T-62/64 altyapısına sahip tank üretim kabiliyetlerine sahipti aslında. Daha fazlasını istese de Rusya da, Çin de bu işe fazla gönül vermedi ve adamlar tek başlarına bırakıldılar MBT hususunda. Zaten zibilyon adet tanka sahip bir ülke olarak, sayısal üstünlükle niteliksel açığı kapatmak durumunda kaldılar. Ayrıca MANPADS başta bir sürü ek sistemle tanklarını donattılar ki bu durum birçok ilgilide garipsemeye sebep oldu.
Tankı ilk gördüğüm an bunun kılık kıyafeti değiştirilmiş, T-62/64 serisinin yeni bir türevi olup olmadığı, kuleye de bir modern kıyafet giydirilip giydirilmediği oldu. Zira namlu gibi ip uçları da, kulenin duruşu da, insanlı oluşu da, insanı şüpheye sevk ediyordu. Fakat sonra bir anda kafamda şimşekler çakmaya başladı...
Aynı teknoloji tabanı üzerine inşa edilse bile, içerdeki gerçek ile, dışarıdaki kıyafet birleşimi, yepyeni bir üretim ve kullanım konseptinin habercisi olabilirdi. Malum eldeki antik T şasisi, sensörel kabiliyetler başta olmak üzere birçok modern alt sistem entegrasyon sürecini zorlaştırıyor yada imkansız kılıyor. Peki ya bir tank tüm modern sensör ve alt sistemleri kıyafetinde taşıyacak şekilde tasarım felsefesine sahip olsa? Kolayca hasar görmüş kıyafetini değiştirebiliyor olsa? İç yapısının da estetik kaygıdan tamamen uzak ve işleve yönelik yeniden tasarlanması mümkün olsa?..
Açıkçası gördüğüm modern kılığa sokulmuş bir eski tasarım mıydı, yoksa köklü bir AMT üretimine yeni bir yaklaşım felsefesi mi? Bu soru günlerdir kafamda dönüp durmakta ve tatmin edici bir cevap da bulabilmiş değilim aslında...
Ama eğer bu AMT üretimi ve kullanımında yeni bir felsefi yaklaşımı temsil ediyor ise... İşte buradan ülke olarak çıkarabileceğimiz ve çok daha güçlü ve doğru şekillendirebileceğimiz dersler bulunmakta. Zira modülerlik ve tank kavramları yan yana geldiğinde, bir birbirinden ayrı kompartmanlar şeklinde dizaynı aklımıza getiriyorduk. Artık karşımızda iç ve dış kıyafet olarak tabir edebileceğimiz ve görev tipi ve yükünü de direkt değiştirebilen, farklı bir modülerlik anlayışı/alternatifi var demektir. Bunun Kuzey Kore bağlamından tamamen ayrı olarak, sunabileceği potansiyeller bağlamında incelenmeye layık bir husus olduğunu düşünüyorum.
Özellikle gündemde giderek daha derin bir yer edinmeye başlayan Hint-Çin gerilimi, bölge coğrafyasının zırhlı birliklerden farklı beklentileri, hafif ve orta sınıf tankları öne çıkarmaya başlamış iken. Özellikle hava savunma daha doğrusu dron ve akıllı mikro mühimmatlarına karşı savunma gibi hususlar da, AMT'ler için bir gereklilik haline dönüşür iken. Özellikle sürdürülebilir savaş ekonomisi ve maliyet/etkinlik kavramları çok büyük önem kazanır iken...
Dolayısıyla bu hususu ciddiyetle etüt edilmeye değer buluyorum. Fikirlerinizi de merak ediyorum...
