@Betonbey, Hocam, bence bu konuda daha "kabiliyetli" olabilmeliyiz. Bunun anahtarı, buraya getirilen, bilgisi belirli konularda bizden üstün olan kişi ya da ekiplerden bir şey öğrenebilmek, sonuç alabilmek ve "need to know" temelli aktarılan bilginin de dağılımını denetlemek olabilir. Artık bunu yapabilmeliyiz. Sivil endüstri özellikle 2008 krizi sonrası bunu yer yer yapabildi ve yer yer sınıf atladı.
Ama tabi, bizdeki askeri proje örneklerinde durum nasıl oluyor?
- Ekip ya da kişi bulunup getiriliyor.
- Bir kurum ya da firmaya yerleştiriliyor.
- İyi proje bütçesi basılıyor.
- Bu adamlarla Türk öğrenci çalışmak genelde istemiyor. Bunların ekseriyeten sahip olduğu iş disiplinine adapte olmak istemiyor. Daha "ballı" işler peşine düşüyor.
- Şanslı olunan yerde iki üç doktora öğrencisi falan verilebiliyor gruba.
- Bir ürün ya da çalışma çıkıyor. Ama genelde ana projedeki gecikmelerden bir türlü tüme gidilemiyor.
- Ekip sıkılıyor ya da demotive oluyor. Bu arada siyasi çalkantılardan tabi defalarca ekibin raporladığı amir/müdür değişmiş oluyor.
- Bir tespihli eğer bu adamlara hain ya da tembel muamelesi edip çekip gitmelerine sebep olmadı ise, ya da önüne casus olduğuna dair, cemaat uydurması bir iddianame de henüz konulmadıysa, ekip çalışmaya devam ediyor.
- Bir süre sonra ilgi azalıyor, ana proje ya iptal ediliyor ya da ilgiyi kaybediyor. Alt ekip de demotive oluyor. Bir süre sonra bütçeleri kesiliyor/azaltılıyor.
- Yabancı kişi/ekip ya emekli oluyor, ya ölüyor ya da başka bir yere gidiyor.
- Sonra ayrılınan kurum/birimde bir panik oluşuyor. Badem bıyık, tespih el kompoziti bir "Lan gavurun yaptığını biz yapamaz mıyız? Bizim XXX Abi alasını yapar!" gazı alıp yürüyor. (Bu arada işi iyi kötü bilen bazı adamlar, bu XXX abi ile aynı masaya oturunca, aslında bir boktan anlamadığını 4 ila 5 dakika içinde anlıyor. Bunun için basit bir mühendislik disiplini almışlık yetiyor.)
- DPT'den, SSM'den yine bütçe apırılıyor. Bir dolu yeni teçhizat alınıyor.
- Ekiple ya da kişi ile hasbelkader yetişmiş olan iki doktora öğrencisi birbiri ile kavgaya tutuşuyor ve ikisi de ayrılıyor. Master öğrencisi genç ise, eli cebinde hafta sonu tatilinin hayalini kuruyor.
- Sonra da bu projeyi nasıl olmaza sürükleriz hesapları başlıyor. Çeteler kuruluyor. Başkaları suçlanıyor.
Genel figür bu.
Böyle böyle nice kabiliyet geldi geçti. Halen ara ara Tübitak'ın enstitülerinde gezerken, azeri Kerim allahverdi Hoca'dan kalan Raman sistemlerinin nasıl kenarda tozlandıklarını, Alex Hoca'nın ekibin yaptığı THz sistemlerini çürüdüğünü, Milgem sonarı için yaptıkları wave propagation modellemelerini falan hatırlıyorum. Ha tabi, bu arada halen bölgede zırhlı araçlarımız karton gibi yırtılır.
E tabi tarih bu hovardalığı affeder mi? Hayır. Bunun bedeli burnumuzdan fitil fitil gelecektir. Yeri gelir Ahmet'in vergisi ile, yeri gelir Memed'in kanı ile tahsil olunur.
