Üyemiz sayın Strongarm'ın yerli silah sanayini incelediği yeni yazısı forum üyelerimizin ve tüm kamuoyunun bilgilerine sunulmaktadır. Bireysel ve hafif silahların duayeni sayın Strongarm üstadımıza saygılarımızı ve teşekkürlerimizi sunarız.
Merhabalar,
Hafif ateşli silah sektöründe isim sahibi bir ülke olduğumuz inkar edilemez bir gerçektir.
Yurtdışına satılan mamullerin, "Bedeline göre iyi kalite" genel kabulüne mazhar oldukları, ha keza bunun yanında, yerli mallarımızın, ülke kullanıcıları tarafından fazla güvenilir bulunmadığı ve itibar görmediği de bir başka gerçektir.
Nasıl olmaktadır da, bir marka mamulleri, üretilen ülke sınırları içinde "Güvenilemez", dışında, "Güvenilir, iyi" yorumlarına muhatap kalabilmektedir.
Yabancı kullanıcı aptal yerli kullanıcı akıllı mıdır. Yahut, onlar cahil, bizimkiler eğitilmiş taifesine mi dahildirler veya daha değişik, esrar-i engiz başka olgular mı bulunmaktadır.
Buna nüfuz edebilmek için, yabancıların mallarımızı neye göre değerlendirdiklerini araştırmak uygun olacaktır.
Yurtdışında, özellikle hafif silah mülkiyet ve kullanımının en fazla olduğu Amerika'da, çok miktarda alakadar yazılı basın kuruluşu bulunmaktadır. Bu müesseselerin silah eksperleri, ilgili terminolojiyi bilen, oldukça tecrübeli kişilerden oluşmakta ve silahları satan firmaların test için yolladıkları ürünleri, kendilerine ekmek kapısı olan bu kaynakları üzmeden, özellikle iyi taraflarını vurgulayarak tanıtımla görevlidirler. Pek azı hariç büyük bölümü, aslında, bu malları kullanacak alıcı namzetlerinden fazla bilgiyi havi değildirler. Bundan belki bir elli sene öncesine kadar tamamen güvenilir kişilerden oluşan adı geçen camia, internetin neredeyse tek bilgi kaynağı haline gelişiyle günümüzdeki şekle dönüşmüştür.
Zikredilen medya eksper camiası, kendi ülke ticaret kanunları ve tüketiciyi koruma teşekküllerinin hayli sıkı kontrol ağını aşarak pazara ulaşabilen yabancı malları test etmektedir. Yani, genel kullanıcı yönünden, ürünlerin aranan kıstasları havi olması zaten gerekecektir.
Diğer taraftan, gelişmiş ülkeler sanayii, bir kaç Avrupa kökenli örnek haricinde, "Silah" sektörünün acıtan sivriliğinden yılmış, dış kaynaklara bel bağlamış durumdadır. Özellikle Amerika'da, bu sektör giderek kan kaybetmektedir ve kanunlarla korunan kullanıcı, haklarını kullanabilmek için bir yerlerden mal temin etmek zorundadır. Alakadar ticari kuruluşlar bunları en ucuz ve bedeline oranla en kaliteli yerden bulup talebi karşılama durumundadırlar.
Yerli mamullerimizden bu süzgeçten geçebilen örnekleri Amerika gibi gelişmiş ülke kullanıcılarına ulaşabilmektedir. Bunları teste tabi tutan medya eksperlerinin, genelde çok da aşılamaz olmayan ölçülere sığan mallar hakkında fazlaca kötüleyici özellikler bulmaları da mümkün değildir. Zaten ortanın üzerinde iyi olan silahların iyi taraflarını yansıtma durumundadırlar.
Eksper tavsiyelerine uyarak satın alınan ürün kullanıcılarının tecrübelerin aktardıkları ortam, sayılamaz çokluktaki ilgili internet forumlarıdır. Mamullerin kötü tarafları varsa, bu medyada ortaya çıkmaktadır. Kullanıcıların hemen hepsi, edindikleri bilgileri de bu ortamdan sağlamışlardır. Bilimsel araştırmaya dayanan gerçek silah kültürü, bu kavramı kullanan kitle arasında giderek yoğunluk kaybetmekte, yokolmaktadır. Mesela, çok temel bir tanım olan "Mainspring" tabirinin, ateşlemeyi veren güce ait olduğunu bilen eksper ve forum üyesi sayısı az, biraz daha vukufiyet gerektiren tek tetikli çiftelerde atıl blok kütle değeri önemini bilen neredeyse bir iki kişi mevcuttur.
Kısaca ifade etmek gerekirse, gözlerde büyütülen Amerika'da, "Tencere dibin kara, seninki benden kara" bir döngü içinde, zaten kriterlere uyma durumunda olan yerli silahlarımız, yeterli şekilde değerlendirilmekte ve kullanıcı kabulü görmektedir.
Bunun yannda, bu ülkelerin kalite kontrol ölçülerine uymadığı için iade durumunda kalan, aslında genel hacme kıyasla çok fazla da sayılamıyacak bir ürün kütlesi oluşmaktadır. Bunlar, kaynaklarına iade edileceklerdir. Çoğu görsel bozukluklardan oluşan söylenen grup, üretici tarafından, ya tüketici hakları iyi korunmayan eğitim seviyesi düşük ülkelerde veya doğrudan kendi yurdumuzun pazarlarında değerlendirilmektedir.
Yerli kullanıcının menfi kanaat kaynaklarından biri budur.
Öte taraftan, yabancıların vasat kullanım seviyelerine hitap edecek kalitede malları çıkartmakta zorluk çekmeyen yerli üreticimizin hemen hepsi, yaptıkları işin bilgi gereğine sahip değildirler. Bu nedenle, yabancı pazarlarda olağanüstü dikkat çekecek, değişik ürünler verme kapasiteleri mevcut değildir. Ortalama alıcıya uygun, orta mallar üretmektedirler. Daha ilerisi yoktur. Yenilik zannederek ortaya koyduklarının hemen hepsinin bir asır önceden denenmiş olgular olduklarından bihaberdirler. Ne geçmiş kültür, ne yürürlükteki hukuk ve imkanlar buna müsait değildir. En başarılı oldukları yapımlar, taklit ettikleri kaynağa en benzer özellikleri taşıyanlardır. Devlet kuruluşları da ondan farksızdır. Dışarıdan aldığı lisansla silah üreten kurumun teknik adamları, yaptıkları ürünün çalışma prensibinden habersizdirler. Mallarımızın esas zayıf tarafını oluşturan vakıa budur.
İyi kötü, giderek yükselme durumunda olan silah kültürüne sahip yerli tüketicinin düşündüklerini topluma aktardıkları medya organlarının etkisi, yerli kullanıcının olumsuz düşüncelerinin bir diğer yanını oluşturmaktadır.
Bütün bunların yanında, batı kültürüne, yaptıklarının kusursuzluğuna inanan zümreler de bir başka faktördür. Oldukça büyük bir kitlede, yerli üretimin özellikle kötülendiği gibi bir kanaat vardır. Yurdumuza gelen veya bir şekilde irtibat kurulmuş yabancı kişilerdeki "Ortama intibak" zayıflığı, bu izlenimi güçlendiren faktörlerden biridir. Herhangi bir olay veya açmaza, bizim insanımız kadar kısa sürede çözüm alternatifleri getiremeyen zihinlerin vücut verdikleri eşya, nasıl olacaktır da bizim yaptıklarımızdan daha üstün vasıflar taşıyacaktır.
Burada düşülen yanılgı, ortama intibak kabiliyetinin, yaşanan sıradışı olaylar paralelinde artacağı ve getirilen yaklaşımların kısa vadeli olacağını akıl edememektir. Ülkemizde, kişilerin başına her an her şey gelebilmekte, tekrarlanan sıra dışılıklar muhataplarını yabancıların çıkartamıyacağı basit çözüm arayışlarında ustalık seviyesine yükseltmektedir.
Makina veya başka bir araç tasarımı detay araştırmaları ve buna uygun yaklaşımlar refakatında yürüme durumundadır. Şekillendirilen mamulde dahi işlevsel eksiklikler mevcut olacak ve bunlar geri dönüş raporlarıyla tasarımda nihai formasyonun esasını teşkil edecektir. Çok iyi bir fikir gibi görünen düşünce hacimlendirilmelerini dahi, ihmal edilen küçük detayların alt üst ettiği çok görülmüş vakalardandır.
Bu düşünce çerçevesinde, asırlardır makina tasarımı içinde olan, tecrübelerle doygun batı yaklaşım tarzının, anlık çözüm kıyaslamalarında ulaşılan üstünlüğün altında kalacağını umut etmenin yanlış olacağı kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Silah tasarımında kalem oynatabilmek için bilginin özüne sahip olmak şarttır. Sadece bakarak ,mevcut tecrübeler paralelinde getirilen yenilikler, muhtemelen o an akla gelmeyen veya zaten hiç bilinci mevcut olmayan bazı detayları yok etme durumunda olabilir.
Bu görüşü bir örnekle irdelemek, anlaşılabilmesi yönünden faydalı olacaktır.
Bugün tek tetikli çifte, yani yan yana ve bindirme namlulu yivsiz tüfeklerin yerli yapımlarının boy kundağını, yani dipçiğini sökme durumunda, hemen hepsinde tetiğe bağlı çekici andırır bir parçanın mevcudiyeti görülecektir. Orijinali bulunur, sökülür ve aynı parçaya bakılırsa, onlardaki kütlenin, her zaman daha büyük olduğu mutlak fark edilecektir. Ortama intibak kabiliyeti yüksek imalatçılarımızın tamamı, "Elin gavuru parçayı büyük tutmuş, ne gereği var, bağlantılı yerlerin yükünü kaldıracak kalınlıkta olsun kafidir. Malzemeden kaçmamış dedirteceklerse, şaşarım akıllarına, şunca ağırlığın ne artısı olabilir" düsturuyla parçanın kütlesini düşürmüşlerdir.
Sonra, çifteler, özellikle hafif dolularda, tek tetik çekişiyle iki namluyu da patır patır patlatmıştır.
Çözüm...Mevla kayıra'dır. Yabancı taliplerin yönlendirmesiyle parça belki biraz daha büyütülmüş, ancak hiç bir zaman orijinalinin boyutuna ulaşılamamıştır. "Gerek yok"...
Halbuki,
Bu çekiç misali parça, her atışta geri tepen tüfek içerisinde ataletiyle yerini muhafaza eden, tepmenin omza intikaliyle geri giderek horoz bağlantısını kesen, o anda istenmeden yeniden çekilen tetik etkisinin darbe elemanına iletilmesine, dolayısıyla çift patlamaya engel olan , mahdum Val Browning'in aylarca kafa patlatarak üç çeyrek asır önce "Evreka"ladığı yaklaşımın esasıdır. Kütlesiyle hareket kabiliyeti doğru orantılıdır. İşleyişini gözle takip etmek mümkün olmadığından anlaşılamaz. Ancak, çok önemlidir.
Bu vakıa, benzer başkalarının yanında, kişileri, durup, "Biz neredeymişiz" düşüncesine yönelmeleri cihetinden oldukça ilgi çekici, özel ve ağırlıklıdır.
Aslında şunu da bilmek gerekir ki, batı kültürünün bize ulaşan ürünleri de o toplumların sahip oldukları mallar kalitesinde değildir. Cehaletimize binaen bize kakalanan defolu mallar kadar, onları getirerek satma durumunda olan kurumların daha çok getiri kaygılarıyla özellikle bu vasıfta mamullere talip olmaları bunların ana nedenlerini oluşturmaktadır. İyi tetkik edildiğinde
çoğunda söylenen küçük üretim hatalarını bulmak mümkündür.
Devam edegelen bu ahvalden kurtuluş yolu, eğitilmiş, aklıselim sahibi kişilerce oluşturulacak tüketici hakları mevzuatı ve ilgili sanayide, gönül vermiş, eğitimli, araştırmayı seven ve güncel teknolojiyi bilerek takip eden şahıs veya kuruluşlara, mevcut müesseseler bünyelerinde yer verilmesi veya bu değerlerin bizzat alakadar tesisleri kurmalarında kolaylık sağlanmasıdır.
Yoksa daha çok, fındık büyüklüğündeki atıl bloğu mercimek hacmine indirmiş tek tetikli, namlularına lazer pointer konularak birleşim açısı düzenlenmiş çifteler, tetikten alma mandallı, darbe emniyeti olmayan iğne vuruşlu tek hareketli tabancalar yapmamız işten değildir.
Özellikle Amerika'da basılı yayının, onlara reklam veren kuruluşların mamullerine ait tanıtımlarında ne ölçüde tarafsız oldukları konusunda, "Forgotten Weapons" sitesinin "Colt All American 2000" ile alakadar, geçen hafta içinde yer alan yorumların okunması tavsiye olunur. Günümüz için, ilgili müesseselerin internet sitelerini de kapsayabilen bu yaklaşım, ülkemiz mamulleri cihetinden dahi aynen geçerli olsa gerektir. Bizzat yabancıların ifadesine göre, tüketiciler, ürün özelliklerini, sadece iyi tarafları vurgulanan tanıtım faaliyetlerinden öğrenmektedirler. Ateşli silahlar buna dahildir.
Tanıtım faaliyetleri, doğrudan reklam etkinlikleri kadar, bu etkinlikleri organize eden büyük kuruluşların finanse edip besledikleri, aslında tarafsız olması gereken, sanal ve reel yayın organlarını da kapsamaktadır.
Ateşli silahlar konusunda bu görüşün en yakın örneği, Remington yeni R1 tabancasında yaşanmıştır. Amerika'nın belli başlı bütün silah medyası eksperlerine hasredilen zaman ve uygulama sonunda, bu kişilerin ifadelerine göre, son derece iyi çalışan ürünün, pazara verilip tüketiciler eline geçtiğinde, ne mene bir çukur olduğu ortaya çıkmış, anlı şanlı Remington bütün sattıklarını geri almak zorunda kalmıştır.
Diğer bir örnek, Walther CCP'dir. Kuruluşun övgüler dizerek, bazı eksper testleri refakatında tanıtımını takip eden yaklaşık sekiz ay sonunda, daha tabancanın satıldığı tek bir bayie ulaşabilmek mümkün olamamıştır. Zira, Walther henüz seri üretimi yeterince olgunlaştırıp pazara intikal ettirememiştir.
Esasen, son bir kaç yıl içinde arz-ı endam eden bütün yeni konsept el silahlarında, aşırı eksper mübalaına dayanan, uygun olmayan özellikleri bulmak olasıdır. Bu hususatı, eğer cesaret edip yayınlaşabilmişlerse, ancak parça resimlerinden ve olması gereken yerleştirim ve döküm senaryolarından ulaşabilmek mümkün olmaktadır. Mesela Beretta Nano, vurulurcasına sertçe bir zemine konulduğunda, kendiliğinden kurulu iğneyi tetikten alabilmektedir. Ne Sıg Sauer P320 ve ne de HK VP9'un, görüldüğü kadarıyla, ateşleme elemanı iğnenin, "Vuruşa Hazır" konumunu muhafaza eden darbe güvenlikleri mevcut değildir ve bunların hiçbiri, alakadar yabancı forum ve bloglarda dile getirilmelerine rağmen, sözüm ona otoriteler tarafından cevaplandırılmış değildir. Cevaplandırılmayacağı da muhakkaktır.
Buradan çıkan netice; yabancı yerli tüm üreticiler, ellerinde sivri mahallerini köreltebildikleri kadar kazıklarla pazarda volta atmaktadırlar. Çoğunun, yaptıklarının bilincinde oldukları da söylenemez, Tüketicinin çok öncelerden afiyetle yiyip hazmetmiş olduklarını yöntem belirleyip meşgalelerini sürdürmektedirler. Araştırmayı, öğrenmeyi sevmeyen, kolay yoldan, internetten sağladıklarını bilgi zanneden tüketicilerin neredeyse tamamı dahi, hin-i hacette başlarına gelme ahvalinde dağarcıklarına dahil edecekleri bu teferruat nitelikli malumatın farkında değildirler ve bağırarak meramınızı anlatmanız halinde bile tercih edecekleri kaynak, referans nitelikli reklamcı otoriteler olacaktır.
Diğer taraftan, tecrübelere dayalı gerçeklerin konuşturulduğu internet forumları, üyelerinin kısıtlı bilgi kapasiteleri nedeniyle çabuk ulaşılabilir temelsiz bilginin kaynaklarını oluşturmaktadırlar. Esasen, iyi araştırıldığında, siber ortamda dahi, tarafsız, araştırmaya dayanan bilgi kaynaklarına ulaşmak mümkündür. Ancak çoğu kullanıcı, buna, sohbet ortamında uçuşan yorumlardan kolayca kapabildiklerini tercih etmektedir.
Yurdumuzdaki durum iyice içler acısı ahval üzerinedir. Yabancı forumlardan edindikleri girdileri bilgi addeden araştırma yönü biraz gelişmiş kullanıcıların hakim oldukları ve yükselen seslerin bu girdilere göre değerlendirildiği yerli forumlardan kerteriz alan genel silah kültürümüz, yerli ve yabancı bütün mamulleri, bu kıstaslara göre ele almaktadır.
Yapılacak olan, hiç bir zaman bilgi için tek kaynağa bağlı kalmadan, öncelikle esasları çok iyi öğrenmek, daha sonra, ortam ve örnekleri bunlara göre değerlendirmektir. Bugün, internet ortamı, araştırılması halinde, üniversite öğrenimi üzerinde birikimi sunacak kapasiteyi havidir. Yabancıların dahi iltifat etmedikleri bu erişilebilir gücü kullanmak, kullanıcıların elindedir. İyi değerlendirilmesi halinde, her şey, mutlaka daha iyiye gidecektir.
Güzel yurdumuzda, silah üreticilerimiz, orijinallerinin fevkine geçebilen harikulade taklitler üretebilme seviyesine ulaşabilirken dışarıda kimlerin neler yaptığına şöyle bir göz atmak yararlı olacaktır.
Silah mülkiyet ve kullanım haklarının anayasayla korunduğu Amerika'da, son yılların üretim trendi, cepte taşınabilen tek sıralı şarjörlü tabancalar üzerinedir.
Bu cümleden olarak, Amerikalı'lar, kendilerinin türetip kendilerinin inandıkları, durdurma gücü tevatürünün en alt temsilcisi kabul ettikleri, 9mm Kısa Browning çapı üzerine çalışmalar vermektedirler.
Yüksek hacimli Amerikan pazarından pay almak isteyen başka ülke silahcıları ise, hemen uyarlanıverdikleri ve yaratıcı güçlerini seferberle acilen çıkardıkları yeni modellerle ellerini oğuşturarak pazarda yerlerini almaktadırlar.
Bu bağlamda en son zuhur eden örnek "Taurus Curve" dir. Curve kelimesi İngilizce karşılığının "Kıvrım" olduğu herkesin malumudur.
Curve modeli, hani gerçekten dahiyane bir yaklaşımla, insan üzerinde taşınan tabancanın, vücut kıvrımlarına intibakla dışarıdan belli olmaması için tasarlanıp yapılmıştır. Yumurta görünümlü, keskin hatlardan arındırılmış tabancanın, kabzası düşey istikamette yay gibi bükülüp, pantalon arka cebinde falan yer alacaksa, mabadin kıvrımlarına uyarlanarak dışarıdan fark edilmemesi amaçlanmıştır. Kısa dokuz çaplı tabanca. tek sıralı şarjör, çift hareketli tetik ve Browning kilit sistemine sahiptir. Gerekli olmamasına rağmen namlu kilit sistemi, daha az hissedilir geri tepme vereceği cihetle tercih edilmektedir.
Dünya silah pazarının sadece Amerika'dan ibaret olmadığı muhakkaktır. Asya'da, özellikle Pakistan, Afganistan yörelerinde hayli geniş ve çok da kalite kaygısu olmayan bir başka hacim mevcut olup, bu alıcı kitlesinin en çok rağbet ettikleri mamuller, Çin kökenli olanlarıdır.
Tabanca ebadının pek de önemli olmadığı bu mıntıkaya Çinli'lerin en son armağanı, hizmet silahı cesametinde Qx-04 modelidir.
Çinli'ler dışarıdan ne mene bir şey olduğu belli olmayan bu tabancada, Savage M1907 veya MAB P-15 gibi, uzunlamasına eksende hareketsiz, ancak dönerek kilitlenip açılabilen namlulu eski bir sistemi, gerekli kılavuzlama fiilini, namlu dış yüzünde, fişek yatağından ileriye, adeta bir matkap ucu imiş gibi açtıkları oluk ve sürgüdeki karşılıklı halkasıyla vererek kullanmışlardır. Sistemin çalışırlığı mutlaka imalat öncesi testlerle kanıtlanmış olmalıdır. Ancak, hazır pazar bulan hayli tabancası varken Çinli'ler, emek verip, kafa yorup, yatırım yaparak, üşenmemiş, kullanıcılara ve literatüre yeni bir model daha ilave etmişlerdir.
Gerek Amerikan, gerekse Asya pazarlarında bizim tabancalarımızın da satış grafikleri yüksektir.
Brezilyalı'lar, Çinli'ler beyin fosforu tüketip yeni ürünler çıkartırken bizimkiler ne yapmaktadırlar.
Elcevap; taklidin daniskası yeni taklitler. Bu mamullerin beğenilip satıldığı, müşteri cezbettiği muhakkaktır. Ancak, diğerleri de aynı mealdedir. Onlar yeni ürünler vererek mallarıyla bütünleştikleri imajını büyütür pekiştirirken bizimkiler uygun adım yerlerinde saymaktadırlar.
Ataletin nedeni, hazretlerin ellerinde yaratıcı sihirli çubuğun olmamasıdır. Bu çubuğa aynı zamanda "Bilgi ve araştırma" tanımı yakıştırılabilir. Bu eksikliğin önemi hissedilmediği sürece, "Başkaları önde gidecek, bizimkiler onları takip edecektir.
Yerli silah üreticilerimizin hepsinin Ar-Ge bölümleri mevcuttur. Neler yaptıkları da pazara verilen ürünlerle ortadadır. Yeni bir yaklaşım getiremedikleri söylenebilir. En başarılıları, orijinale, malzeme ve yapılanma olarak en yaklaşabilenleridir. Dış ülkeler alım adaylarının büyük çoğunluğu tutulmuş, geleneksel ürünlere ilgi gösterdikleri cihetle yaptıklarını küçümsemek mümkün değildir. Yeni projelere yönelik çalışmaları, daha çok, bizler, milli gururumuz için önemlidir.
Büyük ülke silahçıları cenahında ilgi çekici olaylar yaşanıyor. Remington, seneler sonra yeniden girdiği tabanca pazarında, elinden giden "En büyük pay sahipliği" payesini yakalama umuduyla canlandırdığı eski sistemini yeterince olgunlaştıramadan tüketiciye aktarmanın cezasını, sattığı tüm tabancaları bedeliyle geri alma şeklinde çekerken, Walther, gittikçe yükselen üretim maliyetlerine alternatif olarak bu sene başında kullanıcılara sergilediği modelini pazara veremiyor.
Bu aksamaların nedenlerini, asırlık kuruluşların dahi, değişen pazar şartlarına uyumda eksik kalmaları olarak nitelendirmek mümkündür.
Bütün bligi birikimlerine, araştırmalarına rağmen, yetersizlik olgusunun kendilerini biryerlerinden vurmalarına engel olamıyorlar.
Remington, zamanında denenmiş, estetik yönü ağır basarak beğeni kazanmış bir ürünü, kendini açık etmiş işlevsel zaaflarına rağmen, yeniden, üstelik daha da zayıf bünyede canlandırarak pazara vermekten çekinmiyor. Güçsüz bir mermiyi, gereksiz bir kilit sistemiyle kullanırken dahi kırılan M51 modelini, güçlü bir mermiyle ve daha aciz yapılanmayla alelacele kullanıcılara kakışlama telaşından kendini kurtaramıyor.
Walther, senelerle kazandığı kalite ve güvenirlik imajını, ucuz pazar mallarıyla yıpratıp yıpratmama kararında tereddüt halleri sergiliyor. Kuru sıkı imalatcısı zihniyetiyle tasarlayıp ortaya koyduğu CCP modelinin, reklamcı sözüm ona eksperler dışındaki çok az kullanıcı elinde yarattığı hayal kırıklığının görülür görülmez ahvaldeki akibetini hesaplayabilme açmazından sıyrılamıyor.
HK, SIG Sauer pazar paylarını kaybetmemek için, "Teftiş Fırçası" asaletinde ortaya koydukları iğne ateşlemeli tabancalarıyla menfaat kaygılarının, kullanıcı yararlarından çok üstte tutulduğu zaaflarını afişe etmekten kendilerini alamıyorlar.
Bütün büyük firmalar, aşırı yükselen üretim maliyetleri ve daha da yıpratıcı ve yokedici evsaf kazanan kendi ülkeleri tüketici hakları yanında, fazladan tam aya basarak kendilerini kafalarından aşağı iten "Silah Karşıtı" baskı grupları karşısında, tırnakları ile mikro kertikler arayan, pençelerinin son gücünde, yüksekten düşme telaş ve korkusunda kedicikler gibiler.
Bütün bunlar, aslında bizim üreticilerimiz için bulunmaz fırsatlardır.
Taklit ederek ürettikleri, yerine göre çok da başarılı oldukları tabanca ve tüfekleri, mevcut mevzuat ve kendileri lehine üretim şartları, hayat standartları avantajlarıyla çok iyi satabilme durumundadırlar. Müşteriler de hazır tavındadır.
Tek yapmalar gereken, pazar payının önemli kısmını oluşturan gelişmiş ülke kullanıcılarına, kötü imaj vermemektir.
Ancak, heyhat.
Tabanca imalatçılarımızdan, en güvenilir malları üreten, dışarıda en çok tutulan birinin en yetkili kişisi, muhtemelen daha iyi bir pazar tesisi için reklam olacağı düşüncesiyle davet ettiği yabancı otoriteyle video çekimlerinde, onların lisanıyla onlara ne kadar yakın olduklarını vurgulama çabalarında, elindeki tabancayı alen-i aşikar biçimde, parmak tetikte, namlu heryere müteveccih olarak raksettirerek, ateşli silah kavramlarından ne kadar uzaklarda seyir halinde olduklarını sergilemekten çekinmiyor.
Muhterem üreticilerimiz, lütfen düşünün.
Bu tabancaları sattığımız Amerika'da, silah ve atış, gündelik, revaçta bir sektör olmuş durumdadır. Güvenlik kaygılarının esas olduğu uygulamaları öğreten, bununla hayatlarını kazanan hacimli bir kitle mevcuttur.
Öğreticilerin, tabii olarak, mevzuat ve sosyal düzenin Demoklesin Kılıcı gibi başları üzerinde sallanan ağırlıklı konusu, "Önce Güvenlik"tir. Her aday bununla başlar ve ömrü billah onunla devam eder. Bu vurgulamadan taviz vermemek için, sinema ve televizyonlarda dahi aktörler, çatışmalarda parmaklarını, ateş durumu hariç tetikten uzakta tutma hallerindedirler.
Böyleyken, adamlara tabanca resmini bile tutarken namlu yönüne aşırı dikkat göstermeleri vurgulanırken, beğenip almak istedikleri silahı yapan kişilerin, hiç umursamazcasına bu kavramları altüst etmeleri, imalatın güvenilirliği hakkında nasıl müsbet intiba verebilir. Bir üretici hangi düşünceyle ürettiği mal özelliklerinden bu derece uzakta olduğunu kayıt ve tescil durumunda olabilir.
Ülkelerin dilleri ayrı, silah ve silahseverin dilleri daha ayrı kavramlardır. Değişik ülke silahseverlerine hitap etmek için, evrensel olan, çene yormak dahi gerektirmeyen silahsever lisanını bilmek gerekir. Onların konuşma dilini değil.
Saygılar.
