@mechanicus özetlemiş aslında güzel.
Bizim ağır sanayi ile, hammadde ve ara madde ile aramız iyi değildir @Eray.
Bahsettiğin haddehane yatırımları çok teknolojik ve çok pahalı yatırımlar. Devlet bunları yapmaz, yaptığını eline yüzüne bulaştırır. "KİT"ler verimsizleşir ve "rekabetçilik" odaklılıklarını kaybederler. Ülkenin gelişmesindeki itici olmak vasıflarını kaybeder, ülkenin sırtında bir yük olmaya evrimleşirler. Çeliğin tüketiminin coştuğu, dünyada çeliğin talebinin arzı epeyce geçtiği yıllarda dahi biz demir çelik haddehanelerimizi işletmekte zorlandık. Türkiye'de 2000'lerin başında da epey dramatik sevi,yelerde otomobil üretilmesine rağmen, otomotiv seviyesinde şekillendirilebilir ve yüzey kalitesi spekleri sağlayan sacı, doğru galvanizhaneleri yapamadık. 2017'de Türkiye'de 1.650.000 civarı araç üretildi. Bu neredeyse 2 milyon ton "otomotiv" seviyesinde sac demek. Çoğunu yurt dışından almak durumunda kaldık.
Paslanmazlar vs ha keza aynı. Evsaflı malzeme konusunda pek iyi değiliz. Üzerine öyle aman aman çalışmamız da yok. Yani metalürji tesislerinin kontrolü ve alaşım geliştirilmeleri vs konusunda da çalışan pek kimsemiz yok.
Türkiye'deki sanayi, AP sürecinden beri "ithal ikamesi" modeline göre işliyor. Yani, hemen hiç bir endüstriyel derinliği olmayan Türkiye'de, yine Türkiye'de yerel tüketime yönelik bazı eşyanın nihai montajının yahut kısmi üretiminin Türkiye'de ve ekseriyeten de yabancı lisans ve desteklerle kurulması. Arada çeşitli "demi-çelik" faaliyetelri olsa da, bunlar çok sathi kalmışlar ve bizim sanayimiz de, yan sanayimiz de, genelde oradan buradan topladığını burada montelemekten ileri gitmeye kendini yormamış.
Bu tip endüstriyelleşme belki bir süre fayda sağlasa da bir sonraki adıma geçmedikçe bir şey ifade etmiyor. Yani, yurt dışından aldığın enjeksiyon makinesinde, Almanya'dan aldığın granül plastik hammaddesini, Çin'de ürettirdiğin kalıpla basıp, bundan "Vestel çok milli" modeline takmakla bir halt olmuyor.
Türkiye'de sanayici bunun hammaddesini üretecek altyapıyı kurmaz, zira çok pahalıdır. Devlet de buna önayak olmaz zira o zaman Almanya kızar. Zaten bunu yapabilirsen Alman'ın kredisi ile yapacaksındır. O da olmaz. Azeri'Nin parası ve gazı ile yapayım dersin, o da alt sıraya düşer. Devlet de tüccar, hemen istihdam getirecek, hemen vergilendirilebilecek, hemen kasasında para göreceği yatırımı ister.
Aha da şimdi, çelik, alüminyum, plastik hammaddeleri üretimi için on milyarlarca liralık teşvik verdiler. Devlet on yıl kasasındaki paradan feragat etti, arsa devretti. Ama çok geç tabii..
Zira, TC devleti de bizim gibi günlük yaşıyor..
