@Postulat,
Okullarımızdan ilk 10'da mezun olan arkadaşlarımız artık bizim dünya sahnesine birer armağanımız ve "biziz" deyişimizdir. Bu insanları yurt içinde tutmaya uğraşmak gibi bir kaygımız olmamalı.
Bizim yapmamız gereken, burada kalmaya gönlü olan, burada hayatını kuracak, dışarıya gitmeye çeşitli sebeplerle imkanları yetmeyen, istemeyen %90 ile ne yapacağımıza odaklanmamız gerek. Biz ne yapıyor isek zaten onlarla yapıyoruz. Türkiye'deki resesif garabetin seebini 10-15 çocuğun gitmesinde değil, kalan %90'ın kalitesindeki kayıpta aramamız gerek. Asıl yarayı orada yiyoruz.
Aynı sorun Alman'da da var. Fransız'da da var. Hatta İngiliz'de de var. Özellikle pozitif bilim ve hard-core mühendislik çalışan, katma değeri çok yüksek konulardaki en iyi çocuklar halen Amerika'ya oluk oluk akıyor. Onu tutabilmek gerçekten çok zor. Üstelik; Galiba-zaten durdurmaya çalışmamalıyız da.
Türkiye zaten son bir kaç yüzyıldır mevcudiyetini, kalkınmasını çok az sayıda iyi yetiştirebildiği sınırlı sayıdaki dar bir zümreye borçlu. Daha fazlası değil. Artık bu zümrenin kültür ve bilgi seviyesini daha büyük bir kitleye, hem adedi hem de konu olarak daha geniş bir alana yayabilmemiz gerekiyor.
Bu bir "altyapı" mevzusu ve hayatın her yerine dokunuyor. İçerisinde sosyal örgü de muhakkak var. Bu vesile ile, azıcık çeki düzen verebildiğimiz altyapımız vasıtası ile o "top ten"in belki bir ikisini burada tutabilmeye başlarız ileride.
Beri yanda, Hollandalı ASML'e bakıyorsun, Linkedin artık bir dolu ASML ya da Eindhovenli Türk mühendis ile doldu. Kimi üniversitelerden, kimisi Aselsan'dan, Tübitak'tan. Bu işte başka bir soruna işaret eder. Bunlar buradakilerdi. Onları da kaybediyoruz. Ve bu "kaybın" sebepleri çok karmaşık değil. Her şeyi ama her şeyi kötü yönetmekten.
